Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

basına göre

См. также в других словарях:

  • nabzına göre şerbet vermek — (birinin) birinin hoşuna gidecek, gururunu okşayacak yolda davranmak Başına gelmeyen bela kalmadı. Azıcık nabza göre şerbet versen, başına bu dertler gelmezdi. A. Boysan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • National Intelligence Organization (Turkey) — Millî İstihbarat Teşkilatı Milli İstihbarat Teşkilatı Agency overview Formed 1965 Preceding agency Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Jurisdiction Government of Turkey Employees 5000 (full time) …   Wikipedia

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TABİAT — (Tabia) Yaratılış, huy, karakter. * Âlem ve içindekiler. Şeriat ı fıtriyye. Hadiselerin ve varlıkların bağlı olduğu kanunlar. Allah, tabiatı yarattığı ve varlıkların nasıl hareket edeceğini kanunlariyle ve emirleriyle tayin ettiği halde Allah ı… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • bağımsız bölüm — is. Kat Mülkiyeti Kanunu na göre, bir binanın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli ve bağımsız mülkiyete konu olan özel bölümü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dizi — is. 1) Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra İki dizi inci. 2) Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • e — ünl. 1) (e:) Başına getirildiği cümledeki kavrama göre çeşitli tonlar alarak birtakım duygular anlatan bir söz E, artık bu söze diyecek yok! 2) (e:) Soru vurgusuyla şaşma ve merak anlatan bir söz E, sonra! 3) (e:) Ardından gelecek söz ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabak — is., ğı, bit. b. 1) Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita) 2) bit. b. Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü 3) Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile 4) müz. Kabak kemane… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • madem — bağ., Ar. mādām Değil mi ki, diği için, diğine göre anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki Bakma sen madem tanıdıkmış, bulur bir çaresini. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»